Brezilya’nın Amazon Yağmur Ormanları bölgesinde Ağustos ayında çıkan yangın sayısının, en yüksek seviyeye çıktığı açıklandı.
Brezilya’nın Amazon Yağmur Ormanları bölgesinde Ağustos ayında çıkan yangın sayısının, bölgede yaşanan rekor kuraklığın ardından 2010 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktığı açıklandı. Geçtiğimiz yıl yağmurlar geç geldi ve normalden daha zayıftı çünkü El Niño olarak bilinen hava durumu modeli iklim değişikliğiyle daha da güçlendi ve yağmur ormanlarını bu yılki yangınlara karşı savunmasız bıraktı. Brezilya Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nün (Inpe) verilerine göre, uydular Ağustos ayında Amazon’da 38 bin 266 yangın noktası tespit etti. Bu sayı, bir önceki yıla göre iki kattan fazla artarak 2010’dan bu yana aynı ayda tespit edilen en yüksek sayı oldu. Veriler, bölgedeki yangınların durumunu en hızlı şekilde gösterme niteliğine sahip olsa da, yangınların şiddetini göstermiyor. Doğal olarak ıslak ve nemli olan biyomdaki yangınlar genellikle yerli halkın ormanı sığır yetiştiriciliği için mera alanına dönüştürdüğü bölgelerde başlıyor. Daha sıcak hava ve kuru bitki örtüsü, yangınların daha hızlı yayılmasına, daha yoğun ve daha uzun süre etkili olmasına neden olan koşulları yarattı. Ormanların yok edilmesi, aynı zamanda yağmur ormanlarının yağmur ve nem üretme kabiliyetini de azalttı. WWF-Brezilya’daki doğa koruma uzmanlarından Helga Correa, geçen hafta Ağustos ayı verilerine ilişkin yaptığı ilk değerlendirmede, yangınların hava koşulları, iklim değişikliği ve insan eylemlerinin birleşiminden kaynaklandığını söyledi. “Ağustos ayında yoğun duman tespit ettiğimiz bölge, Rondonia’nın kuzeyini, Amazonas’ın güneyini ve Para’nın güneybatısını kapsayan, Ormansızlaşma Kemeri olarak adlandırılan bölgeyle örtüşüyor,” diyen Correa şöyle devam etti, “Bu, iklim değişikliği ve El Niño’nun yanı sıra, insanların ürettiği arazi kullanımındaki değişikliklerin yangınların artışında merkezi bir rol oynadığını gösteriyor.”
COP29 Birleşmiş Milletler iklim müzakerelerine iki ay kaldı
COP29 Birleşmiş Milletler (BM) iklim müzakerelerine yaklaşık iki ay kalırken, ülkeler zirvenin en büyük görevi olan gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle başa çıkmasına yardımcı olmak için yeni bir finansman hedefi üzerinde anlaşmaya varmaktan hâlâ çok uzak. BM iklim organı tarafından yayınlanan bir müzakere belgesi, yapılacak toplantı öncesinde ülkeler arasındaki ayrılıkları ortaya koydu. Söz konusu belge, olası bir COP29 anlaşması için ülkelerin rekabet eden pozisyonlarını yansıtan yedi seçenek öneriyor. Yeni hedef, zengin ülkelerin gelişmekte olan ülkelere her yıl 100 milyar dolar iklim finansmanı sağlama konusundaki mevcut taahhütlerinin yerini alacak. Gelişmekte olan ülkeler çok daha büyük bir finansman hedefi istiyor. Kanada ve 27 ülkeden oluşan Avrupa Birliği gibi bağışçı ülkeler, ulusal bütçelerin zorlanmasının kamu finansmanında büyük bir artış anlamına geldiğini söylüyor. Belgedeki bir seçenek, gelişmiş ülkeler için her yıl 441 milyar dolar hibe sağlama hedefi ve 2025’ten 2029’a kadar özel finansman da dahil olmak üzere tüm kaynaklardan yılda toplam 1,1 trilyon dolar finansman seferber etme hedefi belirliyor. Azerbaycan’ın Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanı olan Mukhtar Babayev, COP29 başkanlığının Kasım ayında Bakü’de yapılacak COP29 zirvesi öncesinde finans hedefi hakkında yoğun müzakereler düzenleyeceğini söyledi.
Ordu'da sondaj çalışmasına karşı eylem
Ordu'nun Korgan'a bağlı ve Aybastı Perşembe Yaylası’nı da olumsuz etkileyecek olan sondaj çalışmasına karşı yöre halkı bir araya gelerek eylem yaptı. Korgan Aybastı Yaylaları Platformu üyeleri, maden çalışmasıyla Korgan Yaylası’nın ve Aybastı Perşembe Yaylası'nın zarar göreceğini, meraların kullanılmaz hale geleceğini ve hayvancılığın olumsuz etkileneceğini belirtti. Platform, sondajın iptal edilmesi için Aybastı Perşembe Yaylası'nda toplanarak alana gitme çağrısı yaptı. Yurttaşlar, “Maden işletmeciliği başlarsa Korgan'ın Çobantepe, Taşkesiği, Kabatuzla, Keçiören, Adatepe Yaylalarıyla Aybastı ilçesi Perşembe Yaylası zarar görecek,” dedi. Açıklamanın ardından yaklaşık 400 kişi sondaj alanına giderek çalışmayı durdurdu. Şirket görevlisine tepki gösteren bölge halkı karotları da parçaladı.
Kirlenmiş Nilüfer Çayı’nda eylem
Bursa’nın Panayır Mahallesi sakinleri, 30 yıldır fabrika atıkları ile kirlenmiş Nilüfer Çayı’nın sağlıklarını tehdit ettiğini söyleyerek mahallede eylem yaptı. Protestoda konuşan mahalle sakini Mukaddes Cansu, yıllardır zehirli kokuyu soluyan mahalle sakinlerinin hastalandığını belirtti. “Panayır Mahallesi, sebze ve meyve bahçelerini sulamak zorunda kaldıkları bu kirli sudan şikâyetçi. Yetkili kurumlar tarafından dere yatakları içinde denetimler yapılmalı. Kaçak sanayi atık su deşarjları engellenmeli ve dereyi kirletenlere ciddi cezalar verilmeli. Yasal deşarjlardan çıkan suyun anlık olarak denetlenebileceği sistemler kurulmalı. Denetimler halkla paylaşılarak, cezalandırma mekanizmaları kurularak Deliçay’ın temiz akmasının sağlanmalı”, diyen Cansu yetkililere de seslendi, “Bu kirli dere ve halk sağlığı konusu ele alınıp çözüm yolları derhal bulunmalı,” dedi.
